29 Ekim 2007

Cumhuriyetimizin 84.yılı kutlu olsun!


Ey Türk gençliği!
Birinci vazifen, Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hiyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk İstikbalinin evladı!

İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!
Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!

20 Ekim 1927




8 Ekim 2007

sonbahar

Aslında sevmezdim ben bu sonbahar mevsimini. Kazaklar, montlar, soğuk hava derken içim üşümeye başlar hemencecik. Fakat ne olduysa bu sene oldu. Benim gibi bir haziran doğumlu bile, artık havalar soğusa da, yağmur yağsa demeye başladı. Yazlıkları kaldırdım, kışlıklar ortaya çıktı, kazaklar da güzelmiş canım, demeye başladım. Bir de aylardan sonra Ankara'ya yağmur yağdı ya, çok mutlu oldum. (biliyorum sadece 10-15 dakika sürdü diyeceksiniz ama buna da şükür!) Akşamları televizyonun karşısına geçsem, sıcak bir sütlü kahve veya yaseminli çay içsem, battaniyenin altına kıvrılsam, ohh ne keyif. Kışın gelmesini ve kar yağmasını hayal ediyorum, hatta dışarda karda yürümek bile ne güzeldir.
Soğuklar daha gelmeden kısa bir yolculuk yapma vakti geldi. Şimdiden nice sağlıklı, mutlu ve sevdiklerinizle birlikte olacağınız bayramlar diliyorum. Ekim ayındaki son güneşli günleri değerlendirmek üzere...

4 Ekim 2007

salatalar

giriş notu. lütfen bu yazı ve resimleri iftar sonrasına saklayın!
ben salata severim, hemen her çeşit salata severim. Öncelikle bol yeşillik, maydanoz, roka,tere, nane, sonra domates, salatalık ve havuç, belki yanına ızgara tavuk veya et. Üzerine sos olarak limon ve zeytinyağı karışımını tercih ederim, ama farklı soslar da güzel olabilir. Kış geliyor, artık mevsiminde domates ve salatalık olmayabilir ama biz de beyaz ve kırmızı lahana ekleriz, bir de semizotu. Soğuk kış günlerinde bir kase sıcak çorba ile ne kadar güzel olur, değil mi?
Fotoğraflardaki salataların bir tanesi Ankara dışından, şeklinden anlaşılıyor, değil mi? Diğerleri ise Budakaltı, Gloria Jean's ve Liva pastanelerinden...