24 Temmuz 2007

kısa bir ara

Bana biraz müsaade. Buralardayım, ama şu ara içimden yazmak gelmiyor. Belki çok kısa, belki de biraz daha uzun sürer. Yine fotoğraflar çekiyorum, arşivliyorum, yazılarımı yazıyorum. Görüşmek üzere, kendinize iyi bakın, sevgiler...

23 Temmuz 2007

köfteci Şahin Usta

Ankara'daki lezzet mekanlarından birisi. Temiz, ferah, düzenli bir yerde köfte yemek istiyorsanız, tavsiye ederim. İki katlı bir ev. İçerde şırıl şırıl akan su. Kızlar etrafta koşturuyor. Bir porsiyon köfte, yanında salata, piyaz ve ayran. Bu sıcaklarda dışarda güzel bir köfte yemek isteyenelere önerilir. ( su kesintilerinden sonra neler olacak hiç bilmiyorum ) Ankara Köftecisi Şahin Usta (1978) Yeni Sanayi Demir Caddesi, No. 66/B Ulus/ Ankara. Yer, İskitler'de ASKİ binasına yakın ara sokaklardan birinde.Telefon. 312/ 309 5826
gezicini notu. bu adresi benim paylaşan sevgili Oya Akın arkadaşıma teşekkür ederim !

20 Temmuz 2007

Başkentte susuzluk


Başkentte susuzluğa geri sayım başladı, durum gittikçe kötüleşiyor. Aylardan beri beklenen durum sonunda başımıza geldi. Ankara'da 1 Ağustos tarihinden itibaren su yok. Yani evlerimizde kullanacak suyumuz yok. En temel temizlik ihtiyaçlarımızı nasıl gidereceğiz belli değil. Aslında bu durum yeni ortaya çıkmadı, aylardır hatta yıllardır devam eden kuraklık yüzünden susuz kalacağımız belliydi. Ama bu sanki beklenilmeyen bir durum gibi davranıldı, biz de tepkisiz kalmaya devam ettik. Ne yetkililere neden bu duruma geldik diye hesap soruyoruz, ne de su tasarrufu yapıyoruz. Yine arabalar hortumlarla yıkanıyor, bahçeler sulanmaya devam ediyor. İlgili olması gerekenler ise tamamen duruma ilgisiz. Tahminen yaz sonunda, yani eylül ve ekim aylarında sıcak ve susuzluktan kaynaklanan hastalıklar artacak, etrafta her türlü mikrop ve bakteri üreyecek. Siz siz olun dışarda salata, yemek yemekten vazgeçin, açıktan satılan suyu içmeyin ve içirmeyin. Önümüzdeki günlerde ne yapacağız diye kendi kendime soruyorum :-(

19 Temmuz 2007

bebek


Kuzen Özge'nin bebeği Duru, 33 günlük oldu, biz de ziyarete gittik. Buyrun size de çikolata ikram edelim :-) Bebek Duru'ya nice sağlıklı, mutlu günler diledik, anne babaya hayırlı, uğurlu olsun...

18 Temmuz 2007

İncek yolu


Haftasonu şehirden uzaklaşmak, açık havada olmak iyi gelir. Dışarda kahvaltı yapmak, gazete okumak en sevdiğim haftasonu aktivitelerinden. Oran Şehrinden devam edince, Turan Güneş Bulvarı Ahlatlıbel- Taşpınar- İncek yoluna doğru devam eder. Yeni açılan İncek- Alacaatlı- Ümitköy yolu ile Çankaya'dan devam ederek Çayyolu tarafına kısa zamanda ulaşılabiliyor. İncek yolu üzerinde başkentin stresinden biraz olsun uzaklaşmak isteyenler için güzel yerler var. Cafe, restaurant, gözlemeci, Tenis Kulübü, bahçeler, havuzlar ve diğerleri. Bu yolun bu kadar hızlı gelişmesinde Ankara TED Koleji kampüsünün, Atılım Üniversitesinin ve diğer okulların da payı büyük. Bu durumda, haftasonu , bahçe, havuz veya gözlemecilerden birine gidelim. Sohbet edelim, gazetelerimizi okuyalım. Yeni haftaya dinlenmiş olarak başlayalım :-)
Posted by Picasa

17 Temmuz 2007

Yalakkuz yayla şenlikleri


Haftasonu Yalakkuzlular Yayla şenliklerine gittik. Eğriova yaylası, Karabük ilçesi, Eskipazar ilçesine bağlı fakat konum olarak Mengen'e daha yakın. Ankara- İstanbul karayolundan Mengen'i takip ederek, Pazarköy'e kadar geliyor, oradan Yalakkuz köylerine doğru devam ediyoruz. Etraf ağaç denizi gibi, gözalabildiğince yeşil. Sonra 10 km. kadar yukarıya yaylaya çıkıyoruz, yol kötü fakat manzara için değer. Yılın bu zamanı için oldukça soğuk, yukarda bazen güneş yüzünü gösterse de rüzgar yüzümüzü yakıyor. Ankara ve İstanbul'dan gelenlerle birlikte, etrafta oturanlar da gelmiş. Şenlik programını Maceracı Murat sunuyor. Derneğin hazırlatığı yemeğin yanısıra piknik yapanlar da var. Oyun havaları, şarkılar, türküler derken yağmur başlıyor. Yemek yarışması ve yöresel kıyafet yarışmalarına katılım az. Güneş daha sonra yeniden çıkıyor ama hava yine de soğuk. Biz de yürüyüş yapıyor, yemek yiyor ve seneye yine buluşalım diyerek geri dönüyoruz. Geri dönüş yolunda otoyolda bizi gişe kuyrukları bekliyor. Ankara'ya haftasonu geri dönenler kilometrelerce kuyruk oluşturmuş. gezicini notu. Siz siz olun, gişe kuyruklarında saatlerce beklemeye hazır olun, hatta yanınızda su ve yiyecek bulundurun :-)

Posted by Picasa

13 Temmuz 2007

Vakıflar zeytin

Sıcak ama çok sıcak bir Ankara günü. Bir yerden bir yere gitmek imkansız. İster toplu taşıma araçlarıyla, ister özel arabayla, ister yürüyerek olsun, hareket etmek çok zor.
Kızılaya indiğim zaman bir dükkan çekiyor dikkatimi, inceliyorum. Çocukluk zamanlarımdan hatırladığım zeytin ve zeytinyağları dolu küçük bir yer, Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait. İçeriye girişte yoğun zeytinyağlı sabun kokusu. Zeytin ile ilgili her türlü ürün var içerde : limonlu yeşil, çekirdeksiz yeşil, kırma yeşil, domat kırma yeşil, salamura yeşil, biber dolgulu yeşil, badem dolgulu yeşil, pembe çizik ve salamura ve sele zeytin. Zeytinyağları : Naturel sızma, riviera ve özel üretim erken hasat. Ayrıca yeşil zeytin ezmesi, yeşil zeytin reçeli, yeşil zeytin salatası, süzme çiçek ve çam balı. Beyaz zeytinyağı ve yeşil prina zeytinyağı sabunları. Bir de sürpiz : zeytin yaprağı çayı! Öğrendiğim bilgiye göre, zeytin yaprağı, doğal bitkisel antibiyotik ve antioksidan korunma ve hastalıkların tedavisinde etkin rol oynayabiliyormuş.
Zeytin yaprağında bulunan oleuropein ve eleonik asit aktif bileşiklerinin antimikrobiyal özellikleri olduğu biliniyor. Bu maddelere bağlı olarak da zeytin yaprağı çayı da önemli .Zeytin
Ayvalık Vakıf Zeytinlikleri İşletme Merkezi Edremit: Şubeler Eminönü, Üsküdar,Taksim, Bursa ve Ankara'da.

gezicini notu. resimler Vakıf sitesinden alınmıştır. ilgili bilgi : Vakıf Zeytinlikleri sitesi.
ikinci not. gerçekten sevimli olan mağazada resim çekebilir miyim diye sordum, burası bir devlet kuruluşu diye izin vermediler, fotoğraf çekemedim.

11 Temmuz 2007

Vişnelik havuz

Yaz gelmiş, hatta neredeyse yazın ortası gelmiş. Şehirde bir kuraklık, bir sıcak. Nefes almak mümkün değil, gece uyumak mümkün değil. Tatil? Tatil uzak bir hayal gibi geliyor neredeyse. İzin, yolculuk, vakit, bütçe, yer, ulaşım ayarlamak gerekli. Bir de Temmuzun tam 22 sine denk getirilmiş bir seçim heyecanı. Oy vermek bir vatandaşlık görevidir diye, beklemek lazım demişiz. Eh, bu durumda bizim yapabileceğimiz ne kalıyor geriye? Kendimizi rüzgarlı yerlere atmak, bir su parçası aramak tek çözüm. Yani havuzlar. Yüzmek biraz iyi gelir, evet kendimize geliriz. Bakıyorum ve Vişnelik havuzunu geliyor aklıma. Arkası kampüs, önü Ankara manzarası. Küçük ama rahat. Yolu uzun ama gördüğünüz manzara için değiyor. Serinlemek, nefes alabilmek için küçük bir mola veriyoruz...

9 Temmuz 2007

damla çikolatalı kek

Annemin klasik keki. Ana malzemeler sabit kalmak üzere, içindeki diğer malzemelerle oynamak mümkün. Ben bazen havuç/tarçın/cevizli , bazen kakaolu, bazen de elma püreli yapıyorum. Bu kek ise damla çikolatalı. Biraz da koku versin diye tarçın ekliyorum.
Malzemeler.
3 adet yumurta
1 su bardağı sıvı yağ
1-1.5 su bardağı şeker
1 su bardağı süt
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
1 tatlı kaşığı tarçın
1/2 su bardağı damla çikolata
aldığı kadar un ( 3-4 su bardağı)
Un, kabartma tozu, vanilya ve tarçını bir kaba eleyin. Karıştırma kabının içine oda sıcaklığındaki yumurtaları kırıp, şekeri ekleyin. Mikser ile iyice çırpın. İçine sıvı yağı ve sütü ekleyin, çırpmaya devam edin. Elediğiniz unlu karışımı da ekleyin. En son olarak damla çikolatayı da ekleyip karıştırın. Damla çikolatalar her tarafa eşit olarak yayılsın. Önceden 180 dereceye ısıtılmış fırında 40-45 dakika kadar pişirin. Pişen keki biraz soğutup servis tabağına ters olarak alın.
Afiyet olsun!
Posted by Picasa

4 Temmuz 2007

DikmenVadisi

Çocuktuk o zamanlar. Apartmanımız Ayrancı'da, Reşat Nuri Sokakta idi. Arka bahçemiz dik bir vadiye inerdi. Oyun oynar, koşar, yorulurduk. En çok da kızlı erkekli karışık olarak futbol oynardık. Topumuz illa ki yamaçtan aşağıya doğru gider, arkasından gidecek birini göndermek sorun olurdu. Aşağısı bizim için anlaşılmaz, ulaşılmaz bir yerdi. Aşağıya kadar gecekondular vardı, tam aşağıda da bir dere.
Gel zaman git zaman, biz taşındık, komşular taşındı, herkes biryerlere dağıldı. Ben de uzak kaldım bu bölgeden. Seneler sonra dediler ki Dikmen Vadisi diye bir yer yapılmış, tam da bizim eski apartmanın oralara. Yanından geçtim gittim ama amann bizim bildiğimiz yer işte dedim. Yıllar sonra yine buraya yakın taşındık, ve yürüyüş yapacak yer ararken burası çıktı karşıma. Şimdi güzel yeşil bir vadide yürüyüş yapmak için buraya geliyorum. 5 yıl içerisinde burada akasya ağaçları büyümüş, suni göletler oluşmuş, yürüyüş parkurları yapılmış. Apartmanlar mı dediniz? Yukarı doğru vadi istimlak edilerek hem park yapılıyor, hem de yeni yeni kuleler inşaa ediliyor. Geceleri etraf sessiz, bir cafe, birkaç restaurant ve yürüyüş yapanlara eşlik eden kurbağa sesleri. Bu şehirde böyle bir yeri bulabilmek bile mucize diyor, yürüyoruz...